Ülke genelinde bir çok ile kurulan şehir hastaneleri yaşam için önemli merkezler haline geldi. Mersin Şehir Hastanesi'de 374 bin metrekarelik dev kompleksinde 10 bin personelle hem pandemi döneminde hem de depremde önemli hizmetler verdi. 11 ili etkileyen Kahramanmaraş depreminde seferberlik ilan edilen şehir hastanesi, tam kapasite çalışarak 15 bin yaralıya hizmet verdi. Deprem bölgesinden göç alan şehirde afeti yaşayanlara halen hizmetin sürdüğü hastane ile ilgili Başhekim Doç. Dr. Bahar Aydınlı bilgi verdi.
2023’ü hiç kimsenin hatırlamak istemediğini belirten Doç. Dr. Aydınlı, "Ama hafızalarımıza kazındı. Birinci yıl dönümüne gelmişiz. 11 ili etkileyen o felaket bir ülke boyutundaki toprak parçası üzerinde o geceye kadar yaşayan insanların yaşadığı bir afetti. Biz artçılarını yaşadık, yansımalarını yaşadık. Sağlık hizmeti sunumunun devam etmesi gerekiyordu ve biliyorsunuz bölgeye en yakın 2 hastane, Adana Şehir Hastanesi ve Mersin Şehir Hastanesi. Biz daha fazla iş yükü yüklenmek durumunda kaldık çünkü liman üzerinden yapılan, gemiyle yapılan tüm transferleri karşılayacak ilk liman Mersin Limanıydı. Ve biz 3 tur TCG gemisiyle bölgeden hasta aldık. İlimize gelen 15 binin üzerindeki hasta hastanemiz tarafından ve ilimizde bulunan hastaneler tarafından takip ve tedavi edilmeye çalışıldı" dedi.
‘İYİ Kİ ŞEHİR HASTANELERİ VAR’ DEDİK
Mersin Şehir Hastanesi olarak deprem sabahı hastane afet planına döndüklerine dikkat çeken Aydınlı, "Yani ‘mor kod’ verdik. Kelimelerin çok kolay olmadığı bir ifade bu. Morun anlamı benim için değişti o sabah, ben verdim o kodu çünkü. Tüm hastaneyi 2 saat içerisinde boşalttık ve hasta beklemeye başladık. Ulaşım, telefon her şey devre dışı kalmıştı. Gelenlerin sağlık hizmeti almaya ihtiyacı çok yüksekti. Bunu yapmaya çalıştık. Ameliyathane 24 saat aktifti. Acil servisimiz sadece depreme hizmet verdi o süre boyunca. Hem cerrah arkadaşlarımız hem klinikten arkadaşlarımız 24 saat hasta baktılar, ameliyat ettiler. ‘İyi ki şehir hastaneleri var’ dedik hepimiz. Çünkü bizdeki fiziksel şartlarda tam kapasite çarpı ikiye çıkabiliyor. Biz gözümüzü kapattığımızda yatak atarak 15 olan yoğun bakım yatak sayısını 1 saat içerisinde yatak, monitör ve gerekli ekipmanı sağladığımızda 30’a çıkabiliyoruz. Deprem başladığındaki tescilimiz bin 340’tı, 2 gün sonra hastanemizde yatan hasta sayısı bin 789’du. Biz aynı anda esneyerek kapasitemizi tam kapasiteye çıkabildik. Daha da yükseltebilirdik, Allah’tan gerek kalmadı" ifadelerini kullandı.
"ARKAYA DÖNÜP GÖZ YAŞLARINI SİLDİLER, ÖNE DÖNÜP HASTALARINI TEDAVİ ETTİLER"
Zor günler geçirdiklerine değinen Aydınlı, "Çalışanlarımız sonuçta Mersin’de yaşayanlar ya da akrabaları deprem bölgesinde olanlar. Yakınlarını kaybetseler de gelen depremzedelere yardım edebilmek için arkaya dönüp göz yaşlarını sildiler, öne dönüp hastalarını tedavi ettiler. Pandemide test ettik, afette ikinci kere test ettik. Allah bir daha test etmeyi nasip etmesin diyoruz. Çünkü biz biliyoruz şehir hastanelerinin bu kapasitesi olmasaydı, bu kadar sağlık hizmet ordusu olmasaydı gerçekten altından kalkmakta zorlanırdık. Çünkü sağlığa erişim ve bunu sağlayacak fiziksel alan gerekiyor. Bu gördüğünüz alan 374 bin metrekare. Açılısı bin 294 yatak hastanenin şu an bin 440 yatak olduk. Giderek artıyoruz, nüfusumuz arttı. Depremden çok ciddi göç aldık Mersin olarak. Ve göç alanların da hak verirsiniz ki sağlıklı bireyler değil, depremden gelmiş depremzede bireyler ve sağlık hizmet ihtiyaçları daha fazla. Bu ihtiyaçları karşılayabilmek için de kapasite artışına gittik. Sağlık Bakanlığımız da bize bu konuda çok destek oldu. Belirli branşlarda hekimlerimizde sayısal artış yaptılar" şeklinde konuştu.
DEPREMZEDELERİN TEDAVİLERİ SÜRÜYOR
Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen tedavilerin sürdüğünün altını çizen Aydınlı, "Hastanede fizik tedavileri devam ediyor. Fizik tedavilerini bir süre yatarak aldılar. Şimdi ayaktan almaya devam ediyorlar. Ayrıca hastanemiz bakanlığımız tarafından depremde ampüte edilen, ampütasyon olan hastaların protezlerinin değerlendireceği kurumlardan bir tanesiyiz biz. Artık nekahat dönemine, iyileştirme dönemine geçtik. Hayatta kalmalarını sağladık önce. Şimdi ortez protezlerini yapmaya devam ediyoruz. Sosyal hayata kazandırılmaları gerekiyor. Oluşmuş bir fiziksel travmanın yanında tabii ki bir psikolojik travma var. O hasta grubumuz belirli aralıklarla psikiyatristlerimizden ve psikologlarımızdan destek alıyorlar" diyerek sözlerini tamamladı. (Haber Merkezi)