10 Kasım 2024 Pazar



00:09   EĞITIM SEN’DEN ‘GIYIM KODU’ PROTESTOSU!   00:06   İŞÇİ KARDEŞ, PATRON KALLEŞ   00:03   BAŞKAN TUNCER’E ÇİRKİN İFTİRA!   01:52   DMD HASTASI DENİZ ALİ İÇİN YARDIM GECESİ DÜZENLENDİ   15:13   SİYASET VE İŞ DÜNYASI BU DÜĞÜNDE BULUŞTU   15:06   MAVİ BAŞKAN: ‘ERDEMLİ SİYASET DEĞİL, HİZMET İSTİYOR’   09:48   ÇÖPTE BULUNAN BEBEĞİN ANNESİ TUTUKLANDI   09:40   KUM ZAMBAKLARI KORUMA ALTINA ALDI   09:28   TOROSLAR’DA 30 YIL SONRA BİR İLK!   09:32   YAŞATıRKEN ÖLMEK ISTEMIYORUZ!   09:23   ‘YAŞAMı SAHIPLEN’ KAMPANYASıNA YOĞUN ILGI!   15:00   MİLLETVEKİLİ AKIN: “MERSİNLİLERİ, ‘EKMEK VE ADALET’TE BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ”   09:41   AKMİB’İN AĞUSTOS AYı IHRACATı 453,5 MILYON DOLAR   09:39   ROTTERDAM’I GEÇECEĞİZ!   09:30   MERSIN’DE AILE HEKIMINE BıÇAK ÇEKILDI   09:17   MEZİTLİ BELEDİYESİ’NDEN ÖĞRENCİLERE KIRTASİYE DESTEĞİ   13:08   MERSİN’İ BİR ARAYA GETİREN SÜNNET DÜĞÜNÜ   09:59   TROPİKAL EJDER MEYVESİNDE HASAT DÖNEMİ   09:56   MERSİN, DÜNYANIN EN İYİLERİ ARASINDA!   09:51   DOĞAYI KATLEDECEK PROJELERİ REDDEDİYORUZ!  
 
 
 
 
MERSİN RİSK ALTINDA: MÜSİLAJ TEHKİLESİ
   

Geçen aylarda Marmara Denizinde devasa boyutlara ulaşarak büyük bir çevre sorununa neden olan müsilaj, Mersin’de de özellikle kapalı küçük koy ve körfezlerde risk oluşturmaya başladı. Mersin sahillerinin müsilaj tehlikesi altında olduğu uyarısı yapan Prof. Dr. Deniz Ayas, önlem alınmadığı ve eylem planları devreye sokulmadığı takdirde kentin büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.

 

Tarih : 27 Eylül 2021 Pazartesi 12:40

Deniz bilimciler, müsilaj tehlikesine dikkat çekmeye devam ediyor. Marmara Denizini adeta istila etmesiyle Türkiye gündemine oturan müsilajın devam eden bir sorun olduğu uyarısında bulunan bilim insanları, tehlikenin sadece Marmara’yı değil, sahili olan tüm kentlerini kapsadığını belirterek, bir an önce önlem alınması ve eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

MERSİN RİSK ALTINDA

321 kilometrelik sahil şeridine sahip Mersin de müsilaj açısından riskli illerin başında geliyor. Özellikle deniz dibinde yapılan çalışmalar, Mersin’in batısında müsilaj olduğunu ortaya koydu. Şimdilik akıntının fazla olmadığı küçük koy ve körfezlerde görülen müsilajın, önlem alınmazsa tıpkı Marmara’daki gibi devasa boyutlara ulaşabileceği ve kentin büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalabileceği uyarıları yapılıyor.

“MERSİN’DE KAPALI KOY VE KÖRFEZLERDE MÜSİLAJI GÖRÜYORUZ”

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, Mersin’deki müsilaj tehlikesini İHA muhabirine anlattı. Müsilajın devam eden bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Ayas, “Müsilaj, doğal deniz ekosistemi içerisinde özellikle planktonik canlı gruplarının belli şartlar bir araya geldiğinde sayılarını astronomik düzeyde arttırarak oluşturdukları doğal bir olgu. Bu, Mersin’de de oldu. Eğer ortamda azot, fosfor gibi atıksu deşarjından kaynaklı kirleticiler varsa bunlar uygun şartlar sağlıyor. Özellikle sonbahar ya da ilkbahar başlarında planktonik canlı gurupları sayılarını artırarak doğal bir bileşik olan müsilajı oluşturuyorlar. Mersin sahillerinde kapalı koy ve körfezlerde, akıntı hızının düşük olduğu yerlerde biz müsilajı görüyoruz” dedi.

“MERSİN’DE CİDDİ PROBLEMLERE YOL AÇABİLİR”

Müsilajla ilgili araştırmalarının da devam ettiğini, şimdi tekrar ‘müsilaj oluşuyor mu’ diye tüm sahili taramaya başladıklarını kaydeden Ayas, özellikle küçük koy ve körfezlerde müsilajla ilgili bir araştırma projesi başlattıklarını, yoğun bir dalış programıyla müsilajı burada tekrar belgelemek istediklerini vurguladı.

Mersin’de, müsilajın Marmara’daki gibi büyük kütleler halinde oluşmasa bile özellikle uygun yerlerde ciddi problemlere yol açabileceğini dile getiren Ayas, şu anda Mersin’in Silifke ilçesi açıklarındaki Dana Adası ve Boğsak tarafındaki daha kapalı alanlarda müsilaja rastladıklarını ifade etti. Ayas, “Kazanlı’dan Anamur’a kadar bir tarama gerçekleştirmek istiyoruz. Müsilajın geçen sene de oluştuğu dönem ekim-kasım aylarıydı. Bu faaliyet sonucunda Mersin’de müsilajın oluştuğu bölgeleri çok daha net söyleyebiliriz. Ama şu anda akıntı hızının daha düşük olduğu ve kirletici yükünün de biraz fazla olduğu bölgelerde tabi ki oluyor. Göksu Nehri çok önemli burada; kıta içi kirliliği yoğun bir şekilde denize deşarj ediyor. Göksu Nehrinin etkilediği alanlar Dana Adası, Tisan, Yeşilovacık’a kadar ulaşıyor. Öte yandan, Silifke bölgesinde çok yoğun tarımsal aktivite yapılıyor, dolayısıyla gübre sularında da bu kirlilik mevcut. Tabi ki yazlık sitelerin de etkisi var. Biz bu sitelere su sağlıyoruz, belediyelerin görevi bu ama bu çıkan atık suyu ne yapacağımızı düşünmüyoruz. Sorun burada. Küçük, basit filtrasyonlarla bu atık suyu denize deşarj ediyoruz. Çok yoğun bir şekilde azot, fosfor gibi kimyasal molekülleri denize salıyoruz” diye konuştu.



“TÜM SAHİL KENTLERİMİZ RİSK ALTINDA. EYLEM PLANLARI TÜM KENTLERDE YAPILMALI”

“Hem Mersin hem tüm sahil kentlerimiz, deşarja bağlı bu kirleticiler ya da taban veya yüzey sularına bağlı taşınan kirleticiler yönünden risk altında” diyen Prof. Dr. Ayas, Marmara ölçeğinde önerilen eylem planları gibi ileri biyolojik filtreler ve ileri arıtma sistemlerinin tüm kentlerde bir lüks değil, zorunluluk olması gerektiğinin altını çizdi. Önlem için ilgili tüm kurumlara çağrı yapan Ayas, “Belediyeler ve bakanlığa bağlı yerel kurumların ve merkezi otoritenin bir bütün halinde tüm kentleri kapsayacak bir eylem planına ihtiyaç var, çünkü tarımsal üretim sahil kentlerimizde fazla; Antalya’da da öyle Mersin’de öyle. Bir sürü sebze meyve buralarda üretiliyor, çok yoğun tarımsal sular yüzey sularıyla denizlere taşınıyor. Yerleşimler çok fazla, yaz ayalarında sahil kentlerinde nüfus çok çok artıyor. Bu da çok büyük bir kirlilik yükü oluşturuyor. Denizin bunu taşıma kapasitesinin üzerine çıkabilecek bir durum var. Bununla ilgili eylem planları sadece Marmara ölçeğinde değil, tüm kentlerde yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“TÜM ETKİLERİ MİNİMUMA İNDİRMEK ZORUNDAYIZ”

Bu önlemler alınmazsa en başta besin zincirinin etkileneceği uyarısında bulunan Ayas, denizi kirletmenin besin zincirini de kirletmek anlamına geldiğini söyledi. Ayas, “Denizdeki ekosistem içerisinde dengeleri tahrip ediyoruz. Bu açıdan koruma önceliklidir. Denizleri doğal ekosistem olarak kabul etmek zorundayız. Oralar vahşi sistemlerdir, oraya minimum etki prensibiyle koruma öncelikli olarak insanın neden olduğu tüm etkileri minimuma indirmek zorundayız. Bu bir zorunluluk” dedi.

Müsilajın, doğal sistemlerin verdiği bir refleks olduğuna işaret eden Ayas, şöyle devam etti: “Biz kirliliği denize deşarj ediyoruz, sistem de aslında bunu bertaraf etmeye çalışıyor. Aslında sistemin kendini koruma mekanizması. Sistem bize bir uyarı veriyor, ‘Burada fazla kirlilik var; ben bunu müsilaj oluşturarak yok etmeye çalışıyorum’ diyor. Onu besin zincirine sokuyor, doğal bir bileşik olduğu için bazı balık grupları bunları yiyor. Yani deniz kendi çözmeye çalışıyor. Ama Marmara’da çözemedi, çünkü devasa boyutlara ulaştı. Ayrıca orada balık popülasyonları aşırı sömürülmüş ve bu tüketilebilir boyutların çok ötesine geçmiş. Mersin’de de bu oluşuyor, biz kirletiyoruz, deniz kendini korumaya çalışıyor ve bu müsilaj minimal boyutlarda oluştuğu için besin zincirine direk besin olarak giriyor. Balık ve bazı yengeç grupları bunu tüketerek o kirliliği ortadan kaldırıyor. Ama önlem alınmazsa Mersin’de de bunun devasa boyutlara ulaşmaması için hiçbir neden yok. Özellikle kapalı koy ve körfezlerde, akıntı hızının düşük olduğu yerlerde ciddi riskler görüyoruz. Mutlaka kontrol altında tutulmalı.”

Paylaş :
 
Etiketler :  mersin, marmara, deniz, risk, müsilaj, tehlike, çevre

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır.



  SPOR HABERLERİ
 
  MERSİN GÜNDEM

  NÖBETÇİ ECZANE
  SOSYAL MEDYA
 
 

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersingundem.com.tr © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA