Mersin’in Tarsus İlçesinde 2016 yılının Kasım ayında başlayan ve üzerinde ki sır perdesi nedeniyle “Gizemli Ev Kazısı” olarak gündeme oturan olay mahkemeye taşındı. Kazı çalışmalarının sürdüğü dönemde bazı şahısların “buradan çıkacak defineden sende faydalanırsın, finansal destek ver” diyerek kendisini kandırdıklarını savunan canlı hayvan tüccarı Şeref Kınanç, hakkını alabilmek için olayı mahkemeye taşıdı. Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2019/4502 soruşturma ve 2023/4127 esas numarası ile halen süren ve başka kişilerinde şikâyetlerinin eklendiği mahkeme süreci devam ediyor.
POLİS MEMURU ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Tarsus’ta 2012 yılında polis memuru Mithat Erdal’ın öldürülmesi ve ardından 82 Evler Mahallesinde bulunan bir evde kazı çalışması yapıldığının duyulması ile devam eden süreçte, bazı kişilerin kendisine ulaşarak maddi destek istediğini ve evde yapılan kazıdan çıkacak defineden pay verileceğinin taahhüt ettiklerini iddia eden Şeref Kınanç, “Tarsus’ta yapılan ve kamuoyunca gizemli kazı (kırmızı ev kazısı) olarak bilinen evdeki kazıya ilişkin sponsor oldum. Ve şu anki birim fiyatlarla 600 milyona yaklaşan değerde mal satımı ile beraber nakit para aktardım. Parayı kazıyı yürüten şahıslar talep ettiler ve benden aldılar. Bu olaya ilişkin olarak Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığına ‘dolandırıldığımdan’ dolayı şikayetçi oldum. Ben ve diğer mağdur kişilerin şikayeti üzerine halen devam eden mahkemede şüpheli şahıslar ‘kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçlamasıyla suçlanmaktalar. Dava devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
“HAKKIMI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIM”
Kınanç, önce CİMER’e, ardından mahkemeye şikayetçi olduğunu kaydetti. Kazının yapıldığı yerde birçok evin boşaltıldığı ve kullanılamaz şekilde harabeye dönüştüğü görüldü. Kınanç, kazı alanı için oluşan masraflara destek amaçlı para vermesi durumunda ortak yapılacağının kendisine iletildiğini vurgulayarak, “Benimde para vermem karşılığında kazı alanından çıkacak olan defineye ortak olacağımı söylediler. Bende buna inandım ve para verdim. Kazıya ortak olduğum söylendiği için devamlı kazı yapılan yere gidiyordum. Kazı alanında çalışan tüm işçi ve görevlilerin her gün sigara, yemek ve tüm ihtiyaçlarını ben karşılıyordum” dedi. Evin altında kazının yapıldığı yere giremediğini ve buna izin verilmediğini belirten Kınanç, “Kazı alanına ben giremiyordum. Bakmak istediğimde ‘yasak olduğunu’ devlet kontrolünde yapıldığını, daha sonra çıkacak olan değerli eşyalara ortak olabileceğim iletildi” diye konuştu. Kendisinin şu an çok ciddi maddi sıkıntılar içerisinde olduğunu ve kazı nedeniyle tüm birikimlerinin yok olduğunu savunan Şeref Kınanç, aynı şekilde bazı kişilerinde ciddi maddi kayıplar yaşadığını vurguladı. 2017 yılı Kasım ayında son bulan çalışmaların ardından defalarca kez parasını tahsil etmek için girişimde bulunmasına rağmen bugüne kadar her hangi bir yol alamadığını ve hakkını hukuk yoluyla savunduğunu söyleyen Şeref Kınanç, “Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve Sayın İçişleri Bakanımızdan destek bekliyorum. Mağdurum, hem de çok mağdurum. Onların ferasetine ve her zaman mağdurun yanında olduklarını biliyorum ve destek bekliyorum. Şuradan açıkça ifade ediyorum ki, bu işi sonuna kadar sürdüreceğim. Hakkımı sonuna kadar savunacağım. Adalete güvenim sonsuz. Mahkemenin biran önce hakkaniyet çerçevesi içinde sonuçlanmasını istiyor ve bekliyorum” dedi.
Bu arada mahkemenin 26 Kasım 2025 tarihinde yeni oturumla süreceği öğrenildi.