Necdet TAŞ
Mersin'in Gülnar ilçesi, Belediye Başkanı Fatih Önge ve Başkan Yardımcısı Mustafa Denk arasında yaşanan ve hastane koridorlarına kadar taşınan olaylarla sarsılıyor. İkilinin arasındaki anlaşmazlık, yazılı bir belge ve karşılıklı tehdit iddialarıyla birlikte kamuoyunun gündemine oturdu. Gerilimin temelinde, Başkan Önge'nin seçim döneminde Mustafa Denk'e verdiği başkan yardımcılığı sözü olduğu belirtiliyor. Bu sözün, namus ve şeref üzerine imzalanmış yazılı bir belgeyle pekiştirildiği iddiası, ilçede büyük yankı uyandırdı. Halk arasında hızla yayılan bu belge, belediye yönetiminde tansiyonu yükseltti. Başkan Önge ise, Denk'in kendisine yönelik "Seni de yakacağım, kendimi de!" şeklinde tehditler savurduğunu öne sürdü. Gülnar Devlet Hastanesi'nde yaşanan ve tanıkların da olduğu iddia edilen küfürlü tartışma ve arbede, olayların ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olayın ardından Başkan Önge, 15 Ağustos'a kadar izne ayrıldı. Görevi, olayların odağındaki Başkan Yardımcısı Denk'e değil, meclis üyelerine devretme kararı aldı. Önge, meclis üyelerine gönderdiği mesajla Başkan Yardımcısı Denk'i görevden aldığını duyurdu. Mesajda, başkan yardımcısının belediye başkanına "biat etmesi" gerektiğini belirten Önge'nin bu ifadesi, ilçede şok etkisi yarattı. Önge, görevdeki kişilerin hiyerarşik bir sorumluluk taşıdığını savunurken, bu sözleri ilçe genelinde tartışmalara yol açtı.
SEÇİM VAADİ VE İDDİALAR
Görevden alınan Gülnar Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Denk, seçim öncesi Gülnar Belediye Başkanı Fatih Önce'in imzaladığını iddia ettiği belgeyi paylaştı. Gülnar halkına yıllardır hizmet etmenin onurunu yaşamış biri olarak, son günlerde ismi üzerinden yapılan asılsız açıklamalara ve gerçekleri çarpıtan ifadelere karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu doğduğunu ifade eden Denk, “Bu açıklamada yer verilen görüş, eleştiri ve ifadeler; yalnızca şahsi bir duruma ve bireysel bir yönetime yöneliktir. Yaşanan sürecin, mensubu bulunduğum Cumhur İttifakı’na, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik herhangi bir eleştiri ya da bağlayıcılığı kesinlikle bulunmamaktadır. Tarafımızca yapılan bu açıklama; hiçbir siyasi partiye veya ittifaka karşı değil, sadece kamu görevinin şeffaf ve adil yürütülmesine duyulan inancın bir tezahürüdür. İl meclis üyesi olarak görevime ve partim Milliyetçi Hareket Partisi’ne hizmet etmeye devam edeceğim. Bilge liderim Sayın Devlet Bahçeli’nin bir neferi olmaktan onur ve gurur duyarım. Her daim emrinde ve izindeyim Ben Mustafa Denk; Gülnar Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevim süresince, görevimi yalnızca vicdanım, halkımıza duyduğum sorumluluk ve kamu yararı çerçevesinde yerine getirdim. Belediyemizin tüm imkânlarının, kişisel çıkarlar uğruna değil, Gülnar halkının ortak menfaatleri için kullanılması gerektiğine inandım ve bu duruşumdan da hiçbir zaman taviz vermedim” dedi.
“BU BİR KAVGA DEĞİL, BİR UYARIDIR”
Görev sürecim boyunca, yerel hizmetlerin Gülnar’ın kendi insanlarıyla, yerelden yetişmiş nitelikli personel eliyle yürütülmesi gerektiğini savunduğunun altını çizen Denk, “Dışarıdan Gülnar’ı bilmeyen Gülnarlı olmayan kişilerin atanması ile ilgili çekincelerimi, halktan gelen tepkiler doğrultusunda açıkça dile getirdim. Bu nedenle hedef gösterildiğim kanaatini taşıyorum. Hayatım boyunca daima üretmenin, alın teriyle kazanmanın, dürüstçe yaşamanın peşinde oldum. Emekli bir öğretmenim. Yıllarca ilçeme hizmet ettim, müdürlük yaptım, çiftçilik yaptım, hayvan besledim. Elimde ne varsa, geçmişi bellidir, emeği vardır, izi vardır. Hesabını hem devlete, hem halka, hem Allah’a veririm. Bu duruşla görev yaptım, bu duruşla da karşıma çıkan yanlışlara karşı sesimi yükselttim. Ne yazık ki; belediye kaynaklarının amacı dışında kullanıldığına yönelik ciddi endişeler doğurabilecek uygulamalara, bazı ruhsatlandırma işlemleri hakkında halktan tarafıma iletilen şikâyetlere ve personelin asli görevi dışında özel işlerde çalıştırılması gibi uygulamalara karşı çıkmam, görevimi layıkıyla yerine getirmem değil; “disiplinsizlik” olarak tanımlanmıştır. Bu anlayış, ne kamu etiğiyle ne de halkın vicdanıyla bağdaşır. Ayrıca kamuoyunun da bildiği gibi, seçim sürecinde Sayın Belediye Başkanı Fatih Önge’ye duyduğum güvenle, kendisinin adaylığına maddi ve manevi ciddi destek sağladım. Bu süreçte aramızda karşılıklı imzalanmış bir taahhüt dahi bulunmaktadır. Ne var ki, verilen sözler unutulmuş; emekler, fedakârlıklar yok sayılmıştır. Bugün, görevden alınma gerekçesi olarak ileri sürülen “vekalet planına itiraz” konusu, aslında daha derin ve halkın bilmeye hakkı olan bir sürecin bahanesidir. Sessiz kalmak, haksızlığa boyun eğmek, yapılanı sineye çekmek benim fıtratımda yoktur. Gülnarlı bir vatandaş olarak, halkın hakkını korumak için görev aldım, aynı ilkeler uğruna da susturulmaya çalışılıyorum. Ayrıca bana yöneltilen “fiziki müdahale” gibi temelsiz iddiaları da şiddetle reddediyorum. O gün orada olan herkes bu ifadenin gerçekle hiçbir ilgisinin olmadığını çok iyi bilmektedir. Amacın şahsımı karalamak ve halkın gözünde değersizleştirmek olduğu açıktır. Bugün kamu görevinde olan herkesin şunu hatırlaması gerekir: Makamlar gelir geçer, önemli olan oraya hangi emekle geldiğiniz ve oradan ne götürdüğünüzdür. Kimilerinin makam öncesi imkanlarıyla bugünkü hayatları arasında dikkat çeken farklar kamuoyunun takdirine bırakılmalıdır. Benim servetim halkın gözünün içine bakabilmektir. Kamuoyunun vicdanına sesleniyorum: Bu açıklamayı bir kırgınlık değil, bir duruş olarak okuyun. Bu bir kavga değil, bir uyarıdır. Makamlar geçicidir; esas olan, bu makamlarda kim için, ne uğruna durduğunuzdur. Hakkın, hakkaniyetin ve halkın yanında olmaya; doğruları söylemeye devam edeceğim. Gülnar halkının iradesi, şahsi hesaplarla, hırsla ya da korkuyla gölgelenemez. Benim tek dayanağım halktır. Hesabımı yalnızca Gülnarlıya veririm.”