Adem GÜNEŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Kanal 33 – Sun TV ortak yayınında Gündemin Nabzı Programı’nda Fatih Alkar’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Ekonomi gündemini değerlendiren Çakır, “Dünya bizim gördüğümüzden çok farklı yerlerde. Çok tepeden bakılıp farklı organizasyonlar yapılıyor. Önce dünya turu yapalım. Trump sıkıntısı dünyada devam ediyor. FED ile ilgili savaşları devam ediyor. Herkesle bir pazarlık halinde çalışıyor. Ülke yönetmeyi pazarlık üzerinden devam ettiriyor. Bu da dünyayı kedi başlarının çaresine bakmayla ilgili bir düzene yönlendiriyor. Trump’ın bu noktada büyük bir hata yaptığını düşünüyorum. Amerika burada yalnızlaşacak. Trump geldiğinden beri eksiye doğru gidiş var. Burada Trump’ın zararını hep birlikte göreceğiz. Amerika’da enflasyon 2.9’larda gidiyor, büyüme 3.8. Ekonomi kötü gitmiyor ama gelecekle ilgili sıkıntı konuşuluyor. Çin’in büyümesi 4.5’larda. Orada da inşat krizi devam ediyor. AB’de büyüme yüzde 2 civarında. Amerika’nın Türkiye’ye de Avrupa’ya da Rusya’dan enerji almayacaksınız diye söylemi oldu. Bu da enerji fiyatlarını hızla artırdı. Petrol fiyatlarında artış olacak. Bu da işi sıkıntıya sokabilir. Bizim Rusya’dan enerji almamamız demek, oraya başta yaş meyve sebze olmak üzere birçok alanda ciddi ihracatımız var, burada da sorun olabilir demek. Bunu da iyi okumalıyız” ifadelerini kullandı.

ABD VE İNGİLTERE AR-GE’DE GERİ KALDI
“AB ve İngiltere’nin teknoloji ve Ar-Ge’yle ilgili geride kaldığını gördük. Ancak teknoloji firmaları dünyada ilk sıraya oturmuş durumda. Avrupa savunma sanayi yatırımlarına yeni başladı. Bu yönde olumsuz gidişat var” şeklinde konuşan Çakır, “Türkiye’de enflasyon yüzde 33 civarında. OVP’den beklenti yüzde 28,5. Mal enflasyonu yüzde 25-26’larda, hizmet enflasyonu yüzde 45’lerde, ortalama enflasyon yüzde 33’lerde. Döviz kuruna baskı olduğu için ithalatla daha çok ürün getirilmeye başladı. Dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında sorunlar var. Perakendede durgunluk var. OVP’den gözlemlerimiz enflasyon ve sıkılaştırmaya devam edilecek. 2025 – 2026’da dişinizi sıkmaya devam edin deniyor. Sayın Cevdet Yılmaz da enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu söylüyor. Döviz kurları ne olacak dedik. Tünelde ışığın arttığını görüyoruz burada bir rahatlama olduğu zaman MB’nin döviz rezervleri 48 milyar dolar. Bu da bize artı verince rahatlamaya başladık. Biraz daha rahat bırakacağız dövizde enflasyon oranında artış sağlanacağını söyledi. Ama çok rahat olmayacak. Dövizin çok yükselmesinin enflasyonu yeniden hareketlendireceğini düşündüğü için artırmak istemiyorlar. Verimliliği artırmak gerektiğini söylüyorlar. Döviz açığımız var, ihracatçı zor durumda dedik. Buna yapacak bir şey yok dediler. Bu zamanlardan sonra dövizi enflasyon oranında artırabileceklerini söylediler. OVP’de yüksek teknolojili ürünü önemsiyorlar, tarım gıda, enerji, lojistik, gıda güvenliği, modern sulama, verimliliği artıracak politikaları önemsiyorlar. Sanayide yerli üretim ve yeşil dönüşümü önemli hale getiriyorlar. Finansla ilgili sıkıntılar devam ediyor. Nefes kredisiyle ilgili TOBB KGF’den finans çıkarttı. 50 milyar lira para istendi hazine 30 milyardan fazla veremeyiz dedi. Mersin’de de 276 civarında firma faydalandı. Çok başvuru vardı. Bunun devamıyla ilgili çalışma yapılıyor çıkartılabilir mi diye. Üreticimizin sanayicimizin hizmet sektörünün finansla ilgili ciddi sorunu var artık dayanacak güç kalmadı. Konkordatolar arttı. Bundan dolayı düzgün, hesaplı çalışan firmayı da yanında götürüyor. Geçen günlerde Halk Bankası Yönetim Kurulu Başkanı geldi. Halk Bankası’nın kuruluş sebebi tacir ve esnaf. Ziraat Bankası tarım için kurudu. Biz dedik ki Halk Bankası esnafa, tacire, KOBİ’ye pozitif ayrımcılık yapsın. Biz KOBİ’leri kaybedersek bu işin dönüşü yok. Halk Bankası gerçek işlevine dönmeli. Destekler çok az dedik. Başka Türkiye yok, başka sanayici bulamayız” dedi.
“DÜNYADA SANAYİ ODASI DİYE BİR KAVRAM YOK”
Endonezya, Singapur, Hong Kong ve Vietnam’a yapılan ziyaretlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Çakır, “Orada gözlemlemelerde bulundum. Vietnam’da bir fuara davet edilmiştim orada üst düzey, bakanlık düzeyinde ve ticaret odası seviyesinde karşılandık. Bunlar güzel networkler. Orada bir kardeş gibi ticaret ve sanayi odaları buluşuyor. Hangi konularda birbirimize yardımcı olabiliyoruz diye konuşuluyor. Dünyada sanayi odası diye bir kavram yok. Hepsi ticaret ve sanayi odası. Vietnam TSO ile Mersin TSO bir araya geldi. Sektörleri konuştuk. Kahve konusunda dünyada ikinci sıradalar, pirinç, deniz ürünlerinde güçlüler. Tekstilde güçlüler. Biz de oraya kabuklu ürünler, iplik satıyoruz. Buralarda konuşurken tekstilciler Mısır’a Tunus’a gidiyor diyoruz, orada da asgari ücrette yükseliş varsa ülkelerde hareket başlıyor. Avrupa orada üretim yaptırırken daha uygun olan Kamboçya’ya kayıyor. Çalışma sisteminde nerede ucuzluk var oraya giriyorlar iş güvenliği yok, çevreyi kirletiyorlar sömürülüyor iş bitince orada da zenginleşme olduysa başka ülkeye kayıyorlar. Orası bitince başka ülkeye gidiliyor. Vietnam’ı 70 yıl Fransızlar sömürmüş, sonra 20 yıl Amerika’nın ciddi sömürüleri var. Sahili çok uzun. Sürekli güçlüler güçsüzleri sömürüyor. İnsanlar sürekli baskıdan korkar vaziyetteler. İyi bir şey değil. Rahatlık yok. Sürekli sömürülme kültürü olunca insanlar korkuyor. Bu beni çok rahatsız etti. Bu durum yakın coğrafyamızda da var. Bizim insanımız muhalif olan, sorgulayan bir yapıda. Bu, büyük bir avantaj. Anadolu coğrafyası gerçekten parlayan bir yıldız. Bu gücümüzün farkına varmamız lazım. Eskiden sömürü var diyorduk maalesef bu sömürünün daha modern şekilde yapıldığını, halen o halkları sömürdüklerini gördük. Bizim OVP’de de yüksek teknolojiye geçmemiz gerekiyor. Ülke olarak ticaret, imalat ve inşaatta büyüyoruz. Genç ve hızlı girişimcilikte Almanya’dan sonra ikinci sıradayız. Almanya mesleki ve teknolojik eğitimle büyüyor, bizim de yüksek teknolojiye geçmemiz lazım. Bununla ilgili teşvikler de devam ediyor” şeklinde konuştu.
“TARIM OLMAZSA NE SANAYİ NE TURİZM NE TİCARET OLUR”
Türkiye’nin ilk 100 şirketi listesine giren Mersinli firmaları tebrik eden Çakır, “Öncelikle ilk 100 firma arasına giren Mersinli firmalarımız Koluman, Beybolat Tarım ve Ak Trans firmalarımızı bir kez daha kutluyorum. TOBB her yıl Türkiye’de en hızlı büyüyen ilk 100 firmasını tespit ediyor. Sonra Ankara’da bir toplantıda ödülleri veriliyor. Bu firmaları inceledik ne yapmışlar da ilk 100’e girmişler. Bu firmalar neler yapmış? Yüzde 67’si ihracat odaklı. Yüzde 52’si temiz üretim ve alternatif enerji kullanıyor. Şirketlerin karar vericilerinin eğitimi yüksek ve hizmet içi eğitime önem veriyorlar. Hepimiz firmalarımıza model çıkarmalıyız. Nitelikli insan kaynakları var. Artık eski düzenle yenilik olmuyor teknoloji, ArGe ile bir yerlere gelmeliyiz. Bu törende Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’la görüştük. 1.5 saat sohbet toplantısı yaptık. Dünyada ihracattan aldığımız payın yüzde 1.1’den 0.7’ye düştüğünü anlattı. Yüksek teknoloji yatırımı yapılması gerektiğini söyledi. OVP’de kişi başı milli gelirin 21 bin dolar beklendiğini söyledi. Net döviz rezervlerinin 48 milyar dolar olduğunu anlattı. Biraz daha rahatlatabiliriz dedi. Hem finans hem döviz olarak. Türk parasının artık eskisi gibi değerlenmeyeceğini söyledi. Hayvancılıkla ilgili ithalatın et ve balık kurumundan özel sektöre verilmesi gerektiğini anlattık. Canlı hayvanı özel sektör getirirse fiyatların daha uygun hale geleceği söylendi. Destek istedik güzel bir sohbet toplantısı oldu. Tarımda yaş ortalaması 55. Çiftçi çizmesini çıkarırsa bu çizme bir daha giyilmez. Tarım olmazsa ne sanayi ne turizm ne ticaret olur. Suyun önemini konuştuk. KKTC’nin önemini konuştuk. Kıbrıs ve Mersin’i beraber değerlendirip gelecekle ilgili politikalar oluşturacağımızı anlattık. TEPAV ile çalıştığımızı anlattık. Deniz suyunun özel sektörle birlikte arındırılarak tatlı su olarak kullanılmaya başlamasıyla ilgili çalışma başlatılması konuşuldu. Bunların hepsi gelecekte yapılabilecek işlerimiz arasında. İhracatçı müşteri kaybetmemek için başa baş noktada ürün verdiğini anlattık. Kendisi de ihracatta ve verimde artış görüyoruz dedi. 7 milyar dolar ihracat, 12 milyar dolar ithalatta artış var. İhracatın ithalatı yakalama oranı düşmeye başladı. İhracatçıya pozitif ayrımcılık yapılmazsa kan kaybedeceğimizi söyledik. Üretim ve imalat yapana, KOBİ’ye, sanayiciye, tarıma pozitif ayrımcılık yapılmalı. TOBB ile tüm bakanlıklar görüşüyor. İş dünyasıyla yakınlar, pozitifler. Bildik bileli finans krizi konuşuluyor. Artık bunu çözmemiz lazım. Kayıt altına alınmalı çözmeliyiz. Firmalarımız çok sıkıştırılmadan sistemli şekilde desteklenmesi gerekiyor. Zor aşamalardan geçiyoruz” diye konuştu.
“MERSİN HIZLI BÜYÜYOR”
Ankara’nın Mersin’i yakından takip ettiğini ifade eden Çakır, “Bir fikir kuruluşumuz olan TEPAV ile çalışmaya başlayacağız. Mersin’i 2050-2075’te nerede göreceğiz nasıl planlayalım. İşin içine Kıbrıs’ı da koyarak birbirini tamamlayan yapıyı nasıl sağlarız bunu çalışacağız. Belki sonra Adana’yı da işin içine alacağız. İki sene önceden beri anlattık. Mersin çok hızlı büyüyor, Türkiye’nin incisi olacak dedik. Şu anda ciddi yatırımlar almaya başladık. Hareketi emlak sektöründe görüyorsunuz. Ticarette de görmeye başlayacağız. Havalimanımızla limanımızla, lojistik gücümüzle, hızlı trenlerle stratejik konumumuzla bir lojistik üs olarak Mersin görünüyor. İstanbul, Marmara’ya alternatif olacak. Burada alternatif sanayi koridoru oluşacak. Biz burayı doğru planlarsak güzel bir mersin oluşturabiliriz. Halkıyla, eğitimi, turizmi, kültürünü her şeyini planlayabiliriz. Nasıl bir şehir istiyoruz turizmi nasıl istiyoruz kitle turizmi mi butik turizm mi istiyoruz? Bunların planlarını şehirle birlikte yaparak sistem oturtmalıyız. Mersin kabuğuna sığmıyor. Şehrimize inanalım ve çok hızlı büyüyeceğini, gelecekte Türkiye’nin gözbebeği olacağını görelim. Doğru yapılanırsa bu hale getirebiliriz. Nasıl bir sanayi nasıl bir tarım istiyoruz. Gelecekte su krizi yaşayacaksak narenciyenin alternatifine bakmalıyız. Mısır ile rekabet edemiyorsak alternatif üretim yapmalıyız. Şehir olarak birlik beraberlik içinde kendi planımızı yapmalıyız. Bu planlarla Ankara’ya gidip bunu istiyoruz altyapısını oluşturduk öğrencilerimiz hazır demeliyiz. Meslek okuluyla ilgili şu kadar öğrenci veriyoruz diyerek yatırımcıyı biz belirleyeceğiz. Kendi kararımızı kendimiz vereceğiz. Üniversitelerimizle ÇKA ile çalışıyoruz kendi kendimizle uğraşmayalım birlikte hareket edelim. Adana bizim artık birlikte olduğumuz bir şehir. Fuarları birlikte yapacağız. Uluslararası boyut olacaksa bir şehir yapmalı. Adana’da Mobilya fuarı olacak biz oraya katılacağız. Ocak’ta Mersin’de tekstil fuarı olacak onlar buraya gelecek birlikte hareket edeceğiz. Belki havaalanı içinde fuar alanı açacağız. Artık ulusal ve uluslararası boyutta hareket etmeliyiz. Firmalarımız Suriye ile alışmaya başladı. Suriyeli firmalar burada da orada da iş yapıyor. Mersinli firmalar Suriye’de çalışmaya başladı. Geçen haftalarda Ticaret Bakanımız ve TOBB Başkanımızla birlikte iş birliği protokolü imzaladık. Lazkiye – Mersin arasında Yönetim olarak Lazkiye’ye gidebiliriz, onlar gelebilir. Şam’da burada neler yapabiliriz ona bakmaya çalışıyoruz. Şu anda güvenliği de sağlamak lazım. Banka, finans, otel tam istenen gibi değil ama altyapısını oluşturmaya online platformlar üzerinden başlayacağız. Yakın takipteyiz. Avrupa Göç İdaresi de Valimizin yönlendirmesiyle yanımıza geldi. Suriye’deki göçün yönlendirilmesi nasıl olacak nasıl bir hareketle onları yönlendirelim. Nasıl bir düzen olacak konularında teknik toplantı yapacağız. Mersin başta olmak üzere Adana, Antakya, Antep, Urfa’dan Suriye politikası ne olacak valilik, göç idaresi ve belediye ile birlikte sürdüreceğiz. Suriye’yi kontrollü şekilde yakından takip ediyoruz. TIR lojistiğini Suriye’nin son noktasına kadar yaptığımız gibi bir de deniz ticaretimiz var Ro-Ro seferleri var. Feribot seferlerini yeniden başlatacağız” dedi.
“SANAYİ ODASI KURAMAZLAR”
Sanayi Odası kurulması girişimlerine de sert sözlerle yanıt veren Çakır, “Öncelikle şartlar oluşturulursa herkesin sanayi odası kurma konusunda kanuni hakkı vardır. 10 kişi üzerinde personeli bulunup sanayi sicil belgesine sahip bin sanayici bir araya gelerek sanayi odası kurmak adına TOBB ve Bakanlığa müracaat etmesi gerekiyor. İki tarafın onayıyla sanayi odası yasal olarak kurulabilir. Mevcut durumda Anamur’dan Tarsus’a kadar bu şartları sağlayan 950 adet sanayi firması bulunmakta. Bu konuda bir olumsuzluğumuz yok. Son zamanlarda ulusal basında Mersin sanayi odasının ayrılmasıyla ilgili olumsuz şekilde sık sık gündeme gelmeye başladı. Son olarak bir dernek, sanayi odası kurulması ve başkanının da Hakan Sefa Çakır olması gerektiği yönünde ulusal gazetede demeç verdi. Kentimizin bu şekilde Türkiye gündemine taşınmasını mersin adına doğru değildir. Türkiye gündemini, Mersin’de ayrılık var gibi konuşmalarla meşgul ediyoruz. Konu Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Üyelerinin konusudur, Türkiye’nin değil. Bizim seçimlerimiz dünyanın en demokratik seçimleri. Benim haberim olmadan ismimi Türkiye gündemine taşıyamazsınız. 35 bin üyemizin hepsi başkan olmaya hak kazanan insanlardır. Biz diyoruz ki şehrin birlik beraberliğine, imajına zarar verilmemelidir. Şehrin imajı bizim için çok önemli. Kendi içimizde müstakil bir sanayi odası kurmak isteyen bu konuda çalışabilir ama bunu Türkiye’ye gündem yapmaya gerek yok. Konuyla ilgili ilgisiz, işi sanayi olsun olmasın, dernek olsun olmasın bu konuyla ilgili değerlendirme yapıp gündem olmaya çalışmamalı. Sanayici zaten finansal yönden zorlanırken 2026’dan itibaren karbon vergisi gibi bir sorunla yüz yüze gelecekken, Bizim finansla, yeşil dönüşümle, dijitalleşmeyle uğraşmamız gerekiyor. Sanayi odası kurulması girişimleriyle iş dünyasını ve özellikle sanayicileri meşgul etmemeliyiz. Sanayicilerimizden aldığımız bilgiler doğrultusunda bir takım baskılar veya hatır gönülle notere imza verdirilmeye çalışılıyor, bu şekilde sanayi odası kurulmaz. Mersin sanayisinin geleceği hatır gönül meselesi değildir. Buna karar verecek olan değerli sanayicimizdir. Ayrışmamalıyız. Mersin’de büyük potansiyel var. Büyük bir uyum var. Valilimiz, belediye başkanlarımız, tüm kamu kurum kuruluşları, derneklerimiz ve basınımızla bugüne kadar Mersin için birlikte çalıştık bundan sonra da bu uyumu bozmamalıyız. Ulusalda Mersin projeleriyle gündeme gelmeli. Kentimizin marka değerinin düşürülmemesini sağlamalıyız. Dünyada sanayi odaları ticaret odalarından ayrılmamış. Türkiye’de ise 367 Odanın sadece 12 tanesi sanayi odası olarak kurulmuş. Bunlardan da yalnızca bir tanesi, İstanbul Sanayi Odası geçimini rahat sağlıyor. Kalanı zorlanıyor. Mersin’de yürütülen çalışmalar sonunda Eylül ayında sanayi odasını kuracaklarını söylemişlerdi. Daha önce de gerekli şartların yerine getiremeyeceğini söylemiştik. Görüyoruz ki kurulamadı. Sanayiciyi meşgul etmeye gerek yok. Burada amaç sanayi odası kurulması değil başka sebepler olduğunu biliyoruz. Kümelenme diyorlar. MTSO en çok sanayi adına proje üreten bir odadır. Diğer sanayi odalarına eğitim veren bir odadır. MTSO neyi yapamıyor da kurulmak istenen sanayi odası bunu yapacak? Eksikler varsa sanayicimizle her öneriye, projeye açığız. Kümelenmeyi biz zaten Odak gruplarımızla yapıyoruz. Sanayi, turizm, lojistik, tarım, ticaret, yeşil dönüşüm, çevre konularında sadece ilgili sektör temsilcilerinin katıldığı Mersin Odak Grupları oluşturduk. Bu gruplarla sektörlerin sorunlarını konuşacağız. Herkesle birlikte çalışıyoruz. Sadece sanayi konuşacak odak gruplarımız var. Bu gruplarda sorunlarımıza çözüm arayıp ardından valilik bünyesinde değerlendirip ulusalda sonuç almamız gereken konuların çözümünü Ankara’ya hep birlikte taşıyacağız. Kümelenmeyle ilgili odak gruplarımız olduğu gibi bünyemizde ayrıca güçlü bir proje ekibimiz de var. Sanayiye hizmet eden yetkin departmanlarımız var. Kaynaklarımızı bölünerek israf edecek kadar zengin bir ülke değiliz. Bin üye ile etkin bir oda kuramazsınız. Anamur’daki bir sanayiciyi evrak için Mersin’e getiremezsiniz. İlgisi olmayan insanlar lütfen bu konuda yorum yapmasın. 140 yıllık Mersin Ticaret ve Sanayi Odasını hep birlikte yaşatmamız lazım. Taciriyle sanayicisiyle bir bütün olarak geleceğe taşımak hepimizin sorumluluğumuzdur. Ahi Evran kültüründen gelen yapımızla Bizim en büyük gücümüz birlikteliğimiz ve dayanışma ruhudur. Bölen değil birleştiren, küçülten değil büyüten, ayrıştıran değil kucaklayan olalım. Bizim artık daha güzel konuları konuşmamız lazım. Sanayi odası bizi meşgul etmesin. Gündemi projelerle meşgul etmemiz lazım. En büyük gücümüz birlikteliğimiz ve dayanışma ruhumuzdur. Ahi Evran kültürüyle bizim kucaklayan olmamız lazım” diye konuştu.